
BuProf öğrenci hikayeleri serisinde Boğaziçi hazırlık sınıfında Program 3 öğrencilerinden Simge Hanın’ım hikayesi ile karşınızdayız. Simge Hanım Haziran sınavını geçememişti ve Ağustos sınavı için yaz okulu yeterli gelmediği için BuProf özel derslerine katılıyordu. Sınavdan sonra kendisiyle hazırlık yılı, sınava hazırlanma süreci ve derslerimiz ile ilgili bir sohbet gerçekleştirdik. Tüm hazırlık öğrencilerine rehberlik edebilecek bu sohbetten önemli dersler çıkarabilirsiniz.
BUPROF: Simge Hanım, bir inter öğrencisi olarak Hazırlık sınıfında aldığınız eğitim genel olarak nasıl geçti sizce reading, writing, listening olarak düşünecek olursanız? Çünkü bazen biz Boğaziçi’ne, okul yönetimine, rektörlüğe yazıyoruz her ne kadar çok kulak vermeseler de. O yüzden genel olarak fikir almak, eksileri, artıları not etmek de iyi oluyor bir görüşme imkanı olduğunda bunları paylaşabilmek için. Siz bir inter öğrencisiydiniz. Genel olarak inter kurunda aldığınız eğitim nasıldı? Okuma, dinleme, yazma farklı becerilerle ilgili iyi olan ya da eksik olan yönler nelerdi sizce?
SİMGE: Bana göre zaten ben senenin başında inter olarak başladığımda büyük sıkıntı yaşadım. Çünkü sınıfta geride kalıyordum. Konunun tekrar anlatılmasını istediğimde ya da o konunun üstünden geçilmesini istediğimde doğal olarak sınıfın çoğunluğu o konuya hakim olduğu için benim isteğim arada kaybolup gidiyordu. Ben de sanırım ilk sınavda bir geçme notu vardı tam hatırlamıyorum onun sadece 3-4 puan üzerinde bir puan geldiğinde direkt zaten kendimi fark ettim. Değişmesi için bir talepte bulundum ancak sınav notu yüksek olduğu söylendiği için kurumu bir alt kura düşüremedim. Ben pre’ye geçmek istemiştim aslında senenin başında.
BUPROF: Anladım.
SİMGE: Çünkü değerlendirme sınavı sadece grammar üzerineydi ve çok küçük bir yazı yazdık. Çok ölçücü olduğunu düşünmüyorum. Intermediate olunca çoğu şeyi biliyorsunuzdur diye düşünüyorlar belki de haklı olarak. Çünkü sen bir intersin. Belli şeyleri biliyorsun ki inter kurundasın diye düşünüyorlar ama ben bazı şeyleri bilmiyordum. Bilmediğim şeyleri fark ettikçe çok fazla panik olup çok fazla çalıştım. Çalışmadım da diyemem ama yanlış teknikle çalıştığım için sonuç başarısız oldu. Size de bahsetmiştim zaten tekniğimin yanlış olduğunu düşünüyorum diye.
BUPROF: Aynen öyle. Zaten yöntem doğru olmayınca ne kadar çalışırsanız çalışın iyi sonuç gelmiyor. Ben de size şey demiştim Ankara’ya gitmek için İstanbul otobüsüne binerseniz olmaz.
SİMGE: Evet.
BUPROF: Güzel. Demek ki o zaman sene başındaki ilk kurlara ayırmayla ilgili siz de dediniz birkaç öğrenciden de benzer yorumlar aldım. Demek ki o sınavın sadece grammare ağırlıklı yapılması öğrencileri iyi sınıflandırmamaya sebep oluyor, yani yanlış sınıflandırmalar oluyor gördüğüm kadarıyla.
SİMGE: Evet, kesinlikle öyle. Orda bir sıkıntı yaşamıştım.
BUPROF: Peki genel olarak sınava hazırlık açısından bakacak olursanız reading, listening, writing ya da sınava hazırlık, denemeler, writing kontrolleri, listening konu anlatımları sene içerisinde neyi iyi buldunuz, neyi eksik buldunuz?
SİMGE: Ben şöyle düşünüyorum. Sınıfta belli bir sayı varsa o sayı writingte ne kadar feedback verilecekse o kadar ödev yükü verilmeli. Çünkü önemli değil işte yazıyorduk 5-6 tane essay. Biz o 5 essayi götürüyorduk ama sadece 1 tane feedback alabiliyorduk. Geri kalan 5 tanesinde hepsinde aynı hatalar var. 6.sında da aynı hatalar var. Siz 10 tane essay yazsanız da yanlışınızı görmediğiniz zaman hep aynı sadece vakit kaybı oluyor.
BUPROF: Anladım, doğru. Geri bildirim almayınca boşa yazmış gibi oluyorsunuz.
SİMGE: Evet ben öyle düşünüyorum. Özellikle sene başında da kendi kendime feedback verebilecek konumda değildim. Sizinle çalıştıktan sonra birazcık o konuda kendimi ilerlettim ama senenin başında bilgim de yoktu, o kadar donanımım zaten yoktu. O yüzden onda sıkıntı yaşadım. Aslında ben readingte bayağı sıkıntı yaşadım. Zaten readingte kalmıştım. Readingte hiçbir şey anlamıyordum, soruları anlamıyordum. Sadece kelimeleri eşleştirmeye çalışıyordum. Bu da çok büyük sıkıntı yaratıyordu. Çünkü biz reading sınıfta yapıyorduk ve sınıfta yaptığımız readingte de metnin Türkçesi anlatılıyordu. Bu sadece bizim sınıfa özgü olabilir aslında. Sorunun da Türkçesi söyleniyordu. Türkçe paragraf çözüyordum ben aslında gibi düşünüyorum. O çok verimsiz geçti benim için diye düşünüyorum.
BUPROF: Yani İngilizce üzerinden bizim yaptığımız gibi soru analizi, metin analizi derinlemesine yapılmıyordu.
SİMGE: Yani yapılmıyordu. Türkçe olarak anlatılıyordu ama beni metnin Türkçesi çok ilgilendirmiyor çünkü ben soruyla onu bağdaştıramıyordum. Sadece Türkçe cevaplıyordum, bu da sıkıntı yaratıyordu benim için. Yine vakit kaybı bence.
BUPROF: Anladım. Öyle olunca da verimsiz geçiyor, fayda almıyorsunuz.
SİMGE: Kesinlikle öyle ya da işte soruyu anlamaya çalışıyorsunuz ama işte 25 kişi yapıyor yine benim kurdan dolayı yaşadığım bir sıkıntı olabilir. Sınıfın 25 kişi olmasında dolayı 1 soruyorum 2 soruyorum daha sonra arada zaten kaybolup gidiyorsunuz. O çok sıkıntıydı benim için. Tek memnun kaldığım listeningti diyebilirim. Ben listeningten sınıfta yaptıklarımla geçtim. Onun dışında ekstra bir şey yapmamıştım. Listeningte de işte kitaptaki denemeleri yapıyorduk. Onun dışında Ted Talks falan da dinlemiştik derslerinde. Onların verimli geçtiğini düşünüyorum.
BUPROF: Güzel, süper o kısma sevindim. Şimdi okul ayağını tamamlamış olduk burada söylediklerinizle. Özellikle şu soruyla metni bağdaştırama kısmı kilit nokta oldu. Bir de Hazırlıkta öğrencilerin kurlarının doğru tespit edilmemesi. Bunlar 2 tane temel sorun. Onları söylediğiniz iyi oldu. Şimdi sıra geldi bizim sizinle yaptığımız şeylere. Biz sizinle malum readingle writing çalıştık. Şimdi genel olarak düşünecek olursanız dersler sizin için ne derece verimli geçti? Mesela readingle başlayalım. Ne derece verimli geçti? En çok neden memnun kaldınız ya da bu daha iyi olabilir diyeceğiniz şeyler neler?
SİMGE: Ben ilk geldiğimde koltuğa ilk oturduğumda zaten hiç özgüvenim yoktu. Hazirandaki başarısızlığımdan sonra iyice çökmüş durumdaydım. Siz ilk görüşmemizde zaten daha derse gelmeden video vermiştiniz reading analiz videosu çok iyi hatırlıyorum. Hemen gidince işte onun analizini izledim ve gerçekten aydınlandım diyebilirim. Çünkü mesela bir tane bağlaç var. Ben onun ne olduğunu anlamayıp readingte okurken geçiyordum. Bunu anlamadım, neyse belki alttakini okur çözerim gibi bir düşünceyle. O analizin bana çok faydası oldu. Benim için ilk ve en büyük adım o videoyu izlemek oldu diyebilirim kesinlikle.
BUPROF: Süper.
SİMGE: Daha sonra derslerde şöyle bir şey bir sorunun cevabını bulmak aslında o soruyu anlamakla eş değer bir şey değil. O yüzden birlikte her şeyin üstünden geçmek benim için çok iyi oldu. Çünkü bazen rastgele sorunun cevabını bulabiliyorsunuz. Sizinle yaptığımızda “Evet bu doğru ama nerden buldun?” diyordunuz. Onları incelemem benim için çok faydalı oldu ve yerlerini tespit etmemde de çok faydalı oldu bu. Yani şöyle, hangi paragraflar arasında ne kadar boşluk oluyor, bir paragraf arasında hangi sorular bağlantılı olabilir gibi küçük taktikler de kendime çıkarmıştım sizinle çalıştıklarımızda.
BUPROF: Süper, şahane.
SİMGE: Benim için en en önemli şey soru analiziydi. Çünkü ben soruları hiç anlamıyordum dediğim gibi. Rastgele sorudan bakıyordum bir kelimeye “why” demiş “as” ya da “because” olacak ama 2 tane oluyordu. Artık hangisi denk gelirse rastgele. Şansa bırakmış oluyordum. Because var, as var. Neden diye soruyor. Bu olsun gibi bir yöntemle Haziran sınavını yaptım açıkçası.
BUPROF: Tabii o çok ilkel bir yöntemmiş Simge Hanım.
SİMGE: Evet. Çünkü anlamıyordum soruyu, bölemiyordum da. Onda çok sıkıntı yaşamıştım.
BUPROF: Peki metni anlama konusunda ne diyeceksiniz? Soruyu çok iyi böldük de metni de çok iyi bölemezseniz cevabı bulmakta sıkıntı yaşanır.
SİMGE: Evet. Metni anlama konusu da şöyle. Ben normalde readinge oturuyorum. Readingi çözüyorum. Kelimelerini çıkartıp Türkçelerini yazıyordum. Herkesin kendine has bir çalışma stili olduğunu düşünüp kendimce öyle bir çalışma yöntemi belirlemiştim ama çok verimsiz oldu. Siz demiştiniz her readingten kelime çıkarın ve İngilizce yazın.
BUPROF: Aynen öyle.
SİMGE: Onları yaptım, çok faydası oldu ama onun ötesinde şöyle bir faydası oldu. Atıyorum sağlıkla ilgili bir makale. Onda 10 tane kelime çıkarmışım, yazmışım. 3 reading sonra sizin bana verdiğiniz diğer bir reading yine sağlık makalesi, aynı kelime. Artık kelime değil, readinglerin isimleri aklıma gelmeye başladı. Örneğin bir readingte respiratory diye bir kelime vardı bu solunum demekti. Bu sağlıkla ilgiliydi. O zaman bu metin de sağlıkla ilgili bir şey. Bu şekilde ben kelimeleri ezberledim ve şey yapmadım ben bu kelimeyi daha önce yazmıştım. Bir daha yazmayayım demedim. Bunun da faydasının olduğunu düşünüyorum. Ben bunu yazmıştım ama bu çok önemli, sürekli çıkıyor. Bir daha yazayım diyerek çok fazla kelime öğrendiğimi düşünüyorum ve sınavda bütün carefulu anladım okurken. Onda çok etkili oldu.
BUPROF: Süper. Gerçekten çok iyi olmuş Simge Hanım. Şahane. Reading adına bence de çok mesafe kat ettiniz. O ilk geldiğiniz günle sınava girerken ki gün. Hatta siz demiştiniz ya “Ben Eda’nın öyle tepki verdiğini görünce çok etkilendim sınavdan çıkınca.” Siz de aynı tepkileri vermediniz mi çıkınca?
SİMGE: Evet. Yani evet, yaptım dedim.
BUPROF: Yaptım dediniz. Bilerek çıktınız çünkü. Yaparken bilinçli yaptınız. Rastgele sallayarak yapmadınız. 1.5 ay ne kadar çalıştık bilmiyorum. Çok kısa sürede iyi iş yapmışız.
BUPROF: Reading adına aklınıza gelen “Ya hocam bunu da desek çok güzel insanlara faydası olur.” Diyeceğiniz bir şey var mı?
SİMGE: Okumalarını tavsiye ederim. Siz bana o siteyi açtığınızda altında yanılmıyorsam 5 tane haber vardı öğrencilerinizi sanırım oradan ödevlendirmek için. Ben onları açıp onların kelimelerine de çalışmıştım. Onları okurken anlamadığım kelimeleri açıp sonra tekrar okumuştum. Her birini 5-6 kez okudum diyebilirim. Her biri farklı konudaydı: savaş, sağlık vs. Onu tavsiye edebilirim.
BUPROF: Tamam, süper. Son olarak da aklıma şu geldi readingle ilgili olarak. Siz Global Rain parçasını dediniz ya size ara ara zannedersem video çözümlemesi, video açıklaması vermiştik. Mesela oradaki video dersleri ne kadar faydalı, onlar ne şekilde geliştirilebilir ya da bunları bütün öğrenciler izlemeli, kesinlikle herkesin elinde olmalı diyebileceğiniz bir kaynak mı? O konudaki tavsiyelerinizi de alabiliriz.
SİMGE: Bence video analizlerini kesinlikle herkesin izlemesi gerekiyor. Çünkü okulda bu şekilde detaylı bir incelemeye vakit de yok. Aslında çok da şey yapmak istemiyorum çünkü ciddi bir vakit de olmayabiliyor. İşte 5 tane reading yapmak istiyoruz. Bana kalsaydı gerçekten 5 yerine 3 reading yapardım ve bunları tek tek analiz ederek yapardım. Çünkü sadece readingte değil böylelikle writingte de geliştiririm kendimi. Oradaki cümlelerin ne anlama geldiğine bakarak writingime çok fazla cümle ekledim diyebilirim. Writingte şöyle bir şey oluyor bazen, çok fazla fikriniz var ama o fikir bir şekilde çıkmıyor. Çünkü o kadar yapıya sahip değilsiniz.
BUPROF: Aynen.
SİMGE: O zaman o readingteki cümleler aklıma geliyor. Şöyle bir yapı vardı. Ben bu yapıyı burda çok güzel kullanabilirim, çok güzel oturabilir. Ki bunu sınavda da yaptım.
BUPROF: Süper.
SİMGE: O benim için çok fayda sağlamıştı. O yüzden reading analizleri hem soru açısından hem de detaylı inceleme açısından çok güzeldi gerçekten.Kesinlikle o analizlerden yararlanmaları gerektiğini düşünüyorum. Benim readingim gelişti. Ben F2 ile kalmıştım. Şu an S ile geçtim parçalı geçtiğim için ama belki çok yüksek bir şey gelmiş olabilir diye düşünüyorum.
BUPROF: Açıkçası ben sizin readinginizi B falan beklerim en az Simge Hanım. Çünkü çok iyi yapıyordunuz son haftalarda.
BUPROF: Evet. Gel gelelim writinge. Bizim çok sevdiğimiz alanlardan birisi writing. Writingte neler hissettiniz, nasıl geçti? İlk önce dersler adına soruyorum, sonra videolar adına konuşabilirim ama. Mesela derslerde ya hocam bunu iyi ki yaptık. Bunun ben çok faydasını gördüm diyeceğiniz şeyler neler, neyi tavsiye edersiniz? Ya da şunu daha çok yapsaydık, şunu daha az yapsaydık daha iyi olurdu diyeceğiniz şeyler var mı? Ya da şu iyileştirilebilir diyebileceğiniz şeyler var mı?
SİMGE: Şöyle, ben writinge başladığım zaman daha doğrusu okuldayken writingimin iyi olduğunu düşünüyordum. Çok güzel essay falan yazıyorum zannediyordum.
BUPROF: Herkes öyle zannediyor.
SİMGE: Ona dayanarak sınava girdim. Onda kalınca zaten bayağı şok geçirmiştim. Sonra sizinle derse başladıktan sonra dedim ki ben nasıl F1 ile kalmışım. Çünkü gerçekten yetersiz olduğumu hissettim. En güzeli tabii ki de derslerde feedbackleri çok detaylı bir şekilde alabilmemdi ve 1 derste çok fazla essay ve feedback sığdırabiliyorduk. Ben haftada 8 taneye kadar falan yazdığım oldu son haftalara doğru hatırlıyorsanız.
BUPROF: Aynen öyle.
SİMGE: Bunların hepsini sığdırabiliyorduk 1 derse çok rahat bir şekilde. Çok detaylı da geri dönüş yapabiliyorduk. Bunun dışında ben Haziran sınavından önce bildiğim belli yazılar var. Bir insan her essayde aynı yanlışı yapar ve hiç mi fark etmez? Gerçekten hiç mi bir feedbackte denmez “Bu yanlış bunu yazma” diye. Hiçbir şekilde dönüt alamadığım kalıplaşmış hatalarım vardı. Onları fark ettim derslerle birlikte. Tabii ki hata defteri benim kahramanım. Hata defterine yazmaya başladığımda her hafta her dersten çıktığımda üzerine vakit bile geçirmeden önce hata defterini yapıyordum. Çünkü sıcağı sıcağına olduğu zaman neyi nerde yanlış yaptığınızı hatırlıyorsunuz ve sizin bu konuyla ilgili söylediğiniz cümleleri hatırlıyorum, hatta yazıyorduk da bu daha iyi olur diye iyileştirmek adına.
BUPROF: Evet.
SİMGE: O hata defteri benim için çok önemliydi. Çünkü son 2 gün sadece hata defteri okudum writingle ilgili başka hiçbir şey yapmadım artık yazmayı bıraktığımda. Dersi bıraktığımızdan sonra daha doğrusu. Essaylerimi kendim kontrol edebilecek yetkinliğe geldim daha doğrusu. Bu da benim için çok iyiydi. Yazdığın zaman kontrol ederek at dediğinizde hata defterine açıyordum önüme. Burada bunu yazmışım. Hata defterinde üzerini çizip doğrusunu yazmışım. Diyordum ki yine aynı hatayı yapmışım. Bir dahakinde yapmamam gerekiyor gibi artık kendi kendimin essay kontrollerini yapmaya başladım.
BUPROF: Şahane.
SİMGE: O yüzden hata defteri çok çok yararlıydı benim için. Onun dışında writingte çok konu türetemiyordum. İnsanlar bunda da sıkıntı yaşayabilirler. Çünkü kaygı oluşuyor. İşte ben bu konuyla ilgili ne bileceğim, ne yazacağım nasıl gireceğim; ama sizinle birlikte o kadar çok essay yazdım ki artık hangi konu gelirse gelsin rahatlıkla yazar gibi olmuştum. Siz 30 tane pointli konu vermiştiniz. Onların hepsini yazdığınızda zaten yarısına yakınını bile yazsanız her konuda yetkinliğiniz oluyor.
BUPROF: Aynen öyle.
SİMGE: Bunları hata defterine geçirdiğiniz hata defterini okuduğunuz zaman da mükemmelleşiyor ve biz geçme odaklı çalışmadığımız için de çok mutluyum. Çünkü çok fazla taktik odaklı olduğunu düşünüyorum. Hep şey dediniz ya “Bu yanlış değil ama bu daha iyi.” Bunlar benim için çok önemli şeylerdi.
BUPROF: Kesinlikle.
SİMGE: Seneye de çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Sadece geçtim bitti olmayacak benim için.
BUPROF: Aynen öyle. Çünkü çoğu öğrenci çok kısır bakıyor. Geçiyor sonra bölüme başlayınca bir sürü sıkıntı yaşıyor.
SİMGE: Evet.
BUPROF: Güzel Simge Hanım. Süper. Writing adına insanlara “Şöyle yapın çok iyi olur.” diyebileceğiniz şeyler var mı?
SİMGE: Writing adına öncelikle temelde başladıklarında hiçbir zaman yeterli olmadıklarını düşünmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü her zaman daha iyisi, daha güzeli var. Yani çok complex cümleler yazmaya gerek yok ama daha etkili yazmak var. O yüzden basit kalmamak gerekiyor. Çünkü hem basit kalıp hem grammar hatası yaptığınız zaman hiçbir şekilde geçemiyorsunuz. O yüzden olabildiğince 1 sene boyunca geliştirilmesi gerekiyor writingin.
SİMGE: Evet. Siz şey demiştiniz. Mesela ben bir konuda yazıyordum. O konuyu yazıktan sonra pointle thesisi gördükten sonra direkt kendi fikirlerimi yazmaya çalışıyordum. Bu da çok eksik kalabiliyordu. Çünkü her konu hakkında bilgi sahibi olmak zorunda değiliz, olamıyoruz da zaten. Çok geniş bilgiye sahip değilim ben şu anki donanımımla. Siz demiştiniz ki bir konuyu gördükten sonra o konuda okuma yapıp yazabilirsiniz. Bu beni çok fazla aydınlattı. Mesela konuyu görüyordum aile ile ilgili. İşte bu başlığı gördüğünüzde direkt BBC’den bir haber, önemli değil zaten internette yazdığınız zaman bir örnek ya da essay bulabilirler ama güvenli kaynak olmalarına dikkat etmek kaydıyla o yüzden yine BBC daha iyi olur diye düşünüyorum.
BUPROF: Aynen.
SİMGE: Onu okuyup yazdığınızda siz bana bunu ilk derste söylemiştiniz. Ben bunu o günden sonra yapmaya başladım. Çok eksik kalmışım daha önce yapsaymışım keşke. İçindeki bir fikir bile aklınızda kalsa bir cümle yazıyorsunuz. O bir cümle, sizin kalıp geçmenizi etkileyebilir.
BUPROF: Aynen öyle. Bir cümle her şeyi değiştirebilir. Şimdi Simge Hanım bir de aklıma şey geldi. Size şey açmış mıydık video writing dersi açmış mıydık?
SİMGE: Video writing dersi sanırım sadece argumentative nasıl yazılırla ilgili bir şey açmıştınız.
BUPROF: Aynen. Birkaç tane, bütün writing paketi yoktu sizde. O dersler anlaşılır mıydı? Onları izleyerek yazmak mümkün müydü sizin için?
SİMGE: Ben öncelikle writingte argumentativede özellikle ona değinmek istiyorum. Onda çok fayda görmüştüm. Farklı fikir sunamıyordum ve benim için bayağı zordu. Ama sonra o videoyu izledikten sonra sizinle birlikte size güvenerek bütün stilimi değiştirmeye karar verdim. Argumentativede her paragrafta çürütüyordum. Gerçekten çok zor oluyormuş onun farkını gördüm.
BUPROF: Aynen öyle.
SİMGE: O videoda da şey vardı. Siz ilk 2 paragrafta kendi fikrimizi söyleyip 3. paragrafta çürütmenin daha kolay olabileceğini bizim için daha rahat yapılabileceğini söylemiştiniz. Ben oradan onu örnek almıştım. O çok faydalı oldu ve thesis yazmada çok iyiydi videolar ; çünkü argumentativede ben her essayde bir şeyler denemeye çalışıyordum. Introduction çok önemli bence bu ilk izlenim çünkü bir insan olarak yazıyı siz de okuyabilirsiniz. Essayi okuduğunuzda, bir introductionu okuduğunuzda wow diyorsanız, yani doğal olarak etkilendiğiniz zaman diğerleri de pozitif gidiyordur diye düşünüyorum.
BUPROF: Aynen öyle.
SİMGE: O yüzden thesis yazmamda çok yarar sağlamıştı ve introductionda şöyle bir şey demiştiniz. Sanırım askeriye zorunlu olmalı mı olmalı mı? Böyle bir şeydi.
BUPROF: Evet askerlik.
SİMGE: Evet öyle bir konuydu. Orada da şey demiştiniz. Öncelikle genel bir bilgiden bahsedin. O kelimeyle ilgili bir şeylerden bahsedin. Daha sonra zaten ilerliyor demiştiniz. Daha sonra zaten thesis da çok uzun bir yer alıyor. Çünkü kendi fikrini savunuyorsun. Kendi fikrini savunmuyorsun da introductionda belirtiyorsun.
BUPROF: Aynen.
SİMGE: Onda çok fayda sağlamıştı benim için. O yüzden bence o writing argumentative çok güzeldi.
…