
BuProf öğrenci hikayeleri serisinde Boğaziçi hazırlık sınıfında Program 2 öğrencilerinden İlayda Hanın’ım hikayesi ile karşınızdayız. İlayda Hanım Haziran sınavını geçememmişti ve Ağustos sınavı için yaz okulu yeterli gelmediği için BuProf özel derslerine katılıyordu. Sınavdan sonra kendisiyle hazırlık yılı, sınava hazırlanma süreci ve derslerimiz ile ilgili bir sohbet gerçekleştirdik. Tüm hazırlık öğrencilerine rehberlik edebilecek bu sohbetten önemli dersler çıkarabilirsiniz.
BUPROF: Arkadaşlarınızdan geri başladınız İlayda Hanım ama onları geçtiniz nerdeyse puan olarak. Son haftalarda readinginiz bayağı iyi durumdaydı. Peki, Hazırlık eğitiminde mesela sizin kendi kurunuzla ya da kendi eğitiminizle ilgili eksik gördüğünüz yerler neler oldu? Mesela ben Eda ile konuşurken şöyle acayip şeyler vardı: O Kilyos’taydı. Son bir ayda hocaları geliyorlarmış, kâğıtları masanın üstüne bırakıp gidiyorlarmış reading yapmaları gerekirken. Mesela bizim beraber yaptığımız dersleri düşündüğünüzde, kendi hazırlık eğitiminizde yani Boğaziçi’nde iyileştirilmesi gereken ve eksik olan yerler nelerdi? Bir öğrenci olarak siz yaşadınız sonuçta.
İLAYDA: Şöyle bir şey var, bizim kurda yani pre-inter kurlarda öğrencilere karşı daha fazla ilgi oluyor daha genel başladığımız için. Öğrencilerin seviyesine göre anlatmaya çalışıyorlar. Ancak inter kurlarda öğrenci biliyor kabul ediliyor ama birçok insan benim arkadaşlarım da dahil oraya yanlışlıkla gidebiliyor. Aslında gerçek kuru pre-inter olup okulda inter olan insanlar var. Nedense inter hocaları biraz daha relax çalışmaya devam ediyorlar. Nasılsa interler geçerler gibisinden. Ama bizim normalde kendi sınıfım adına söyleyim ben kendi hocamız iyiydi ama ben hiç doğru düzgün derslere gitmemiştim ancak çoğu arkadaşım şikayetçiydi derslerden.
BUPROF: Anladım. Şimdi siz hocamız iyiydi ancak birçok arkadaşım şikayetçiydi derslerden dediniz. Hangi derslerden şikâyetçiydiler?
İLAYDA: Diğer öğretmenlerden şikayetçiydiler bizim sınıfta değil de.
BUPROF: Anladım. Pre-int grupları mı interler mi şikayetçi olanlar?
İLAYDA: Daha çok inter grupları.
BUPROF: Anladım. Aslında inter advancedlerde bu dediğiniz şeyler oluyor İlayda Hanım. Geçen yıllardan ben de biliyorum. Mesela advancedlerle hep sohbet ederek geçiyor dersler. Bu çocuklar geçer diye bakıyorlar ama onlardan da bazen kalanlar oluyor. Bu tabii biraz üzücü.
İLAYDA: Evet.
BUPROF: Güzel. O zaman siz şeyi fark etmişsiniz. Aslında çok önemli bir yere değindiniz: kur seçimiyle ilgili yanlışlıkların yapılması. Dediğiniz gibi o biraz grammar testiyle yapıldığı için öğrenci belki inter çıkıyor. O düzey belirleme sınavını hatırlarsanız genellikle grammar testi oluyor yoğunlukla ama öğrencinin kelime bilgisi o seviyede olmayabilir.
İLAYDA: Evet.
BUPROF: Güzel. Şimdi sizin yaptığımız derslerle ilgili birinci yaptığımız derslerden memnun kaldınız mı bakalım?
İLAYDA: Tabii ki de.
BUPROF: Ne güzel.
İLAYDA: Çok fazla şey kattı bana çok fazla bilgi ve genel kültür. Nasıl yapmam gerektiğini sizin söylediğiniz bir söz vardı “Rotayı, nereye ve nasıl gideceğinizi bilmeden nereye gittiğinizin bir anlamı yok” diye. Çok taktikler bayağı işime yaradı. Önümüzdeki sene de çok işime yarayacak her şey.
BUPROF: Süper. Ben sürekli diyorum hazırlık sınavına öğrenciler biraz dar bir pencereden bakıyorlar. Ya ben bu sınavı geçeyim diye. Hâlbuki sizinle konuşmuştuk belki. Siz diğer bir öğrenciden birazcık hızlı okursanız birazcık hızlı yazarsanız 4 yıllık hayatınızda, ömrünüze ömür katarsınız. Birisinin 4 saatte okuduğunu siz 2 saatte okuyorsanız ve her hafta 5 tane ödeviniz varsa, her hafta 10 saati hayatınıza eklemiş olursunuz.
İLAYDA: Evet.
BUPROF: O ciddi bir artı. Şimdi sizin için en önemli dersler neler oldu? Readingi düşündüğünüzde “İyi ki bunu öğrendim ya da bunu bu şekilde derste yapmamız çok iyi oldu” diyeceğiniz şeyler neler?
İLAYDA: Öncelikle benim readingle ilgili en büyük sıkıntım kelime eksiğimdi. Ben kelimeleri bilmediğim için readingleri okuyasım gelmiyordu. Ben size ilk geldiğimde de söylemiştim ben readingleri okumuyorum, okumayı sevmiyorum diye. Ama burada sizin gösterdiğiniz taktiklerle İngilizcede anlam, yazma ve cümle kurma şeklindeki çalışmalarla fark ettim ki aslında her readingte belli başlı aynı kelimeler çıkıyor ve asıl önemli olan orda anlamını bilmek değil de eş anlamını bilmek, soruyla metindeki eş anlamlı kelimeleri bilmek ve karşılaştırabilmekti. Benim çok fazla pratiğe ihtiyacım vardı. Ben çok fazla çalışmamıştım Hazirandan önce ama sizin sayenizde günde en az 2 reading yaparak gayet iyi bir seviyeye geldiğimi düşünüyorum.
BUPROF: Süper. Çok sevindim. Peki, ekranda birebir soru çözümlerimizin ve analizlerimizin size etkisi ne oldu?
İLAYDA: Ben soruların nasıl çözümlendiğini tek başıma çok zor ayırt ediyordum ve bizim hazırlıktaki en büyük eksiklik buydu belki de. Biz de soru çözümlemesi çok az. 1 veya 2 sınıfta yapılıyordu, her sınıfta yapılmıyordu. Kaldı ki bu Hazırlığın yaz okulunda da aynı şekilde devam etti. Sene için de sınıf dersi olduğu için çok fazla üstüne düşülmedi evet ama Yaz Okulunda reading sınıfı olmasına rağmen hala bazı soruların açıklanmadığı, üstünden geçildiği, soruyu komple bulup onun Türkçe çevirisi şeklinde yani çeviri şeklinde anlatmaya başladılar. Kelime kelime özne, yüklem ayırmadılar.
BUPROF: Anladım tabii o da büyük sıkıntı oluyor. Özellikle Boğaziçi’nde cümleyi parçalayıp içinden çıkarmanız gerekiyor, değiştirmeniz gerekiyor. O detaya inmeyince zor. Peki OPK derslerini hatırlıyor musunuz İlayda Hanım. Bir kısmını size de açmıştık o dersleri hatırlarsanız mesela readingte parça analizleri. Onlar size göre öğrencilerin tek başına çalışıp takip edebileceği ve ilerleme gösterebileceği kaynaklar mı? Onların artıları eksileri neler sizce?
İLAYDA: Evet. Bence belli bir seviyeye geldikten sonra birinin açıklamasıyla değil de bu şekilde bir kayıt üzerinden gidilebilir. Çok açıklayıcıydı gerçekten, her şey netti taktikler falan.
BUPROF: Süper. Readingle ilgili başka ekleyeceğiniz bir şey var mı? Bunu kesin öğrenciler duysun çok iyi ya da şöyle yapsalar iyi olur diyeceğiniz bir şey var mı
İLAYDA: Readingi sadece reading olsun geçeyim değil de belki writinge de ilerdeki projelere çok katkısı olacak ve aslında okumak aslında çalışma hayatımızın başlangıcı gibi bir şey.
BUPROF: Evet kesinlikle. Çok güzel bir noktaya değindiniz. Şimdi writinge gelecek olursak, writing eğitimi ile ilgili biliyorsunuz ya da belki fark etmişsinizdir ki öğrencilerin en çok kaldığı iki bölüm reading ve writing oluyor sürekli. Ama genellikle writing kalma oranının biraz daha yüksek olduğu bir alan oluyor. Mesela sizce Hazırlık eğitimindeki writingi iyileştirmek için ne yapılabilirdi, eksik olan neydi? Mesela biz sizinle neler yaptık, 1- 1.5 ayda yüzlerce ders yapmadık writing için. Toplamda 10-15 ders yaptık mı?
BUPROF: Şimdi düşünüyorum biz sizinle çok kısa bir sürede çalışmışız. Kısa zamanda büyük ilerleme kaydetmişiz. Mesela şimdi genel Hazırlık eğitiminde eksik olan neymiş, öğrencilere problem oluşturan şey neymiş ilk önce ondan bahsedelim. Sonra biz ne yaptık, size faydası olan adımlar neler oldu onları konuşabiliriz. Mesela genel Hazırlık eğitimizi düşündüğünüzde eksik olan neydi, iyileştirebilecek olan noktalar nelerdi sizce?
İLAYDA: Bizim son zamanlara doğru bu Hazırlık Prof’una doğru diğer sınıflarda hocalar geçer not ya da kalır not şeklinde feedback vermeye başladı ama benim sınıfımda hiçbir zaman öyle bir şey olmadı. Ben hiçbir zaman geçer not alır mıyım almaz mıyım bilmiyordum. Sadece hoca hatalarımı düzeltiyordu. Ben Yaz Okulana kaldıktan sonra eski writinglerime baktım. Geçmeyi beklemem benim için çok büyük gariplik olurmuş çünkü çok fazla eksikliklerim varmış. Doğru düzgün essayin nerden nereye gideceğini de bilmiyormuşum. Daha sonra Yaz Okulunun başında yaz okulundaki öğretmenimle baktığımda doğru düzgün verimli feedback alamadığımı fark ettim. Yaz okulunda daha çok üstüne düşülmesi gerekirken daha az bir ilgiyle karşılaşmıştım.
BUPROF: Yaz okulunda ben siz daha iyi feedback aldınız diye düşündüm öyle olmadı mı yani?
İLAYDA: Yaz okulunda iyi değildi. Normal dönem içindeki sınıf hocam daha iyiydi. Yaz okulundaki writing sınıfımda pek doğru düzgün feedback alamamıştım.
BUPROF: Anladım. Bu peki sizin sınıfın genel olarak yaşadığı bir şey miydi yoksa diğer sınıflarda da var mıydı haberiniz var mı?
İLAYDA: Şöyle, bizde herkesin hatalarını ekrandan göstererek yapmaya başladılar. Zaten sınıflar çok kalabalık olduğu için süre yetmiyordu, birçok öğrencininki kalıyordu. Onlar da daha sonra yapılıyordu. Onlarda eş değer bir verimlilik alamıyorduk mesela.
BUPROF: Anladım, karışıyordu biraz. Bir de özellikle feedbackler gecikince öğrenciler ne yazdığını, ne hata yaptığını unutmuş oluyor.
İLAYDA: Evet.
BUPROF: Öyle bir sıkıntı var. Yani demek ki sene içinde daha detaylı feedback verilse geçme kalma durumundan bahsedilse ve bu feedback süreci hızlandırılsa daha verimli bir dönem geçebilir. Peki, yapısal olarak essay türleridir, nasıl yazılır bu konuda yeterli bilgi verilmiş miydi?
İLAYDA: Bizim kurda çok detaylı verilmişti. Kitap da her şeyi açıklıyordu mesela
BUPROF: Güzel, en azından bilgi açısından çok sıkıntı olmamış ama üretim, pratik boyutunda eksiklik yaşanmış.
İLAYDA: Evet.
BUPROF: Şimdi kendi writing derslerimize dönüyorum. Ekstra kaynaklar olmadan bile 5-6 derste bu kadar ilerlemişsiniz, süper gerçekten.
İLAYDA: Çünkü her cümlede mesela doğru bile olsa daha iyi bir seviyeye getirmek için bir alternatif sunuyordunuz. Yanlışlarımın nasıl doğru olacağını gösteriyordunuz ve tek bir doğruyla birden fazla doğru. Ve dediğiniz gibi geçer seviyeye değil bir üst seviyeye. En azından bir kaza yaşasak bile geçer seviyenin altına düşmememiz için uğraşmıştınız ve gerçekten de öyle oldu.
BUPROF: Aynen, o çok önemli. Çoğu öğrenci 60’a hazırlanıyor. 60’a hazırlanan öğrenci maalesef 50 alıyor. 70’e, 80’e hazırlanan da 65 70 alıyor. Çünkü hedefi ne kadar yüksek tutarsanız malum bir risk anında ya da bir sıkıntı anında en azından kendinizi kurtaracak bir aralık oluyor. Bizim writing derslerinin en faydalı yönleri neler oldu? Bir de ekleyelim, hocam şöyle yapsak daha iyi olurdu diyeceğiniz bir şey var mı?
İLAYDA: Şöyle yapsak daha iyi olur değil de benim için iyi olan kısım ekrandan sırayla takip ederek bir şekilde canlı canlı, yüz yüze feedback olmasıydı. Okulda hiç öyle bir feedback imkânımız yoktu. Sadece düzeltilip geri veriliyordu. Benim normalde okulda 2. kopyasını düzeltilmiş halini yazmamızı istiyordu ama benim hata defteri tarzı bir şey aklıma gelmemişti mesela. Sizin sayenizde bu hata defterine başladım. Her essayimden önce okumaya özen gösterdim sizin dediğiniz gibi. Onun sayesinde birçok hatamı düzelttiğimi düşünüyorum. Çünkü sürekli aynı hataları tekrar ediyordum.
BUPROF: Süper. Hata defterini ben sormayı unutmuştum iyi ki hatırlattınız. Çünkü hata defteri benim Boğaziçili öğrencilerle çalışırken geliştirdiğim bir yöntemdi. Kendim de lisede kullanmıştım. O nerdeyse bütün öğrencileri geçirdi. Sizde de etkili olduğunu görmek çok güzel. Çünkü aynı hataları yaparak ilerlememiz malum pek mümkün olmuyor.
İLAYDA: Evet
BUPROF: Hata defteriniz kaç madde olmuş, 100’ü geçmiş misiniz?
İLAYDA: Evet geçti. Hatta 200’e yakındı. Hatta bu son örneklerimizle yani son düzeltmelerimizle beraber hani böyle yapsan daha iyi olur dediğiniz şeylerle 320 tane falan.
…